Geçersiz klasör.
8 Mart 2004
2. Feminist Gece Yürüyüşü
Taksim, 19.30
8 Mart 2004
2. Feminist Gece Yürüyüşü
Taksim, 19.30
Toplantı ve Eylem Çağrısı
Sevgili arkadaşlar,
Ben 6 Mart’ta Zincirlikuyu Mezarlığı’nda yapılacak eylemin çalışma grubu adına yazıyorum. Daha önce Zelal yazmıştı. Cumartesi günü saat 12:00’de Zincirlikuyu Mezarlığı’nın kapısında buluşulacak. Pankart, kokart ve dövizler hazırlandı, bunlar taşınacak ve bir basın açıklaması okunacak. Bu eylemi örgütleyen ve katkıda bulunan grup olarak kendimize feminist kadınlar adını verdik, bunu da Zelal yazmıştı geçen gün.
Ben hem cumartesi günkü bu eylemi hatırlatmak ve gelebilecek tüm kadınlara bu duyuruyu iletmek hem de 8 Mart Pazartesi akşamı için yapılacak etkinliğin hazırlığı için bir duyuru yapmak istiyorum. 8 Mart akşamı Taksim’de buluşup, Mis Sokak’a kadar yürüyelim, bir basın açıklaması yapalım diyoruz, ellerimizde fener taşıyalım, biraz da gürültü çıkaralım istiyoruz. Davul çalmak olabilir ya da başka bir şey. Hani şenlikli eğlenceli birşey değil de tek ritimli bir şey. Okunacak bildiri henüz hazırlanmadı, hem buna fırsat olmadı hem de daha geniş katılımla bir iş çıkaralım istiyoruz. Bu amaçla mezarlık eyleminden sonra saat 14:00’de Kadav’ın Beyoğlu’ndaki ofisinde buluşalım ve basın açıklaması metnini çıkaralım hep beraber diyoruz. Bu metinle kadına yönelik şiddetin diğer boyutlarını da anlatan bir açıklaması yapalım istiyoruz. Gelebilecek tüm arkadaşlarla cumartesi günü buluşmak üzere…
Grup adına mail atan: Ferah Kökmen
Kaynak: kadinkurultayi@yahoogroups.com
Tarih: 4 Mart 2004
2004 Feminist Gece Yürüyüşü Öncesi Mail Yazışması
Ancak bu yılki 8 Mart etkinliklerinin yani 7 Mart Pazar günü Abide-i Hürriyet Meydanı’nda yapılacak mitingde ve 6 Mart Cumartesi Zincirlikuyu Mezarlığı ve 8 Mart Pazartesi günü İstiklal Caddesi’nde yapılacak feminist kadınların eylemlerinde kadınlara yönelik şiddet öne çıkacak. Son olarak Güldünya’nın “namus” uğruna öldürülmesi ile kamuoyunun kısmi ilgisine mazhar olan “namus cinayetleri”, okulda, sokakta, işyerinde yaşadığımız cinsel tacizler, ailede, gözaltında, savaşta, cezaevinde yaşadığımız dayak, tecavüz… Maalesef bu liste uzayıp gidiyor. Ancak her halükarda kadınlar sistemli olarak şiddete uğruyor ve bu durum “meşru” sayılıyor. Kadınlara yönelik şiddetin kökenlerinde sanılanın aksine sadece dini kurallar ve feodal değerler yok. Kadınlara reva görülen şiddetin temelinde de erkek egemen bir sistem var. Üstelik sadece erkeklerin değil, devlet aygıtının ve devletin örgütlenmesinin de içine sinmiş olan erkek egemen bir zihniyet.
Geride bıraktığımız bir yıl içinde, hemen yanı başımızda bulunan, beraber kadın eylemleri yaptığımız arkadaşlarımız polisler tarafından kaçırılarak tecavüze uğradıklarını açıkladılar. Yani kadınlara yönelik şiddetin tek failleri erkekler değil, hemen yanı başımızda devletin şiddeti var.
Bu nedenle “mezarlık değil, sığınak” ve Türk Ceza Kanunu’nun yeni hali beklenmeden, mevcut yasada hemen şimdi değişiklikler yapılması ve TCK’nın kadınlara yönelik şiddeti caydırıcı ve hatta tasfiye etmeye dönük kurallarla oluşturulması, gözaltında tecavüzün üstüne ısrarla gidilmesi talepleri oldukça önemli. Bunun için de hükümetin ve meclisin kadınların/kadın gruplarının taleplerine kulaklarını kapatmamaları gerekiyor elbette.
Ancak yukarıda da söyleme çalıştığım gibi tüm bunlar tek başına yeterli değil. Çünkü aslında değiştirilmesi gereken koskocaman bir dünya ve bütün bir yaşam… Bu nedenle de, her zamanki gibi, erkek egemenliği ve cinsiyetçilikle mücadele gündemimizin temelini oluşturuyor.
Selamlar
Meriç Eyüboğlu
Kaynak: kadinkurultayi@yahoo.groups.com
Fotoğraflar
Podcast