Biz kadınlar erkek egemenliğine boyun eğmeyeceğiz. Kurtuluşumuz için birlikte daha güçlü!
8 Mart 2008
6. Feminist Gece Yürüyüşü
Taksim, 19.30
8 Mart 2008
6. Feminist Gece Yürüyüşü
Taksim, 19.30
Çağrılar
2008 Yılı Toplantı Çağrısı
Çarşamba akşamı 8 Mart’ta yapacağımız feminist etkinlikleri tartışmak ve işe başlamak üzere toplantı yapıyoruz. Toplantıyı TMMOB’da yapacağız. Mümkün olduğunca kalabalık olmak dileğiyle…
TMMOB İpek Sokak / İstiklal Caddesi Taksim
1- 8 Mart Mitingi’ne katılım
2- 8 Mart Gece Yürüyüşü
3- 8 Mart bildirisi
4- 8 Mart yemeği
5- 9 Mart etkinliği
Tartışma / eğlence / gösteri / film….
Maili gönderen: Filiz Karakuş
Kaynak: feminist@yahoogroups.com
Tarih: 5 Şubat 2008
2008 Yılı Yürüyüş Bildirisi
İstanbullu feministler olarak 8 Mart’la ilgili hazırlıklarımızı yaparken bir haberle sarsıldık. Ayşe Yılbaş, tıp fakültesinde stajını yaptığı hastanede, istanbul’un göbeğinde, çalıştığı kocası tarafından öldürüldü. Bizler biliyoruz ki dört yıl önce yine bir şubat günü çocuğunu tek başına büyüteceği bir geleceğin hayalini kuran Güldünya’yı öldüren silahla bu aynı. Bu, kadın bedeni üzerinde tahakküm süren erkek egemenliğinin ve ne yazık ki en yakınımızdaki erkeklerin şiddeti…
Bizler, kadına yönelik erkek şiddetinin son bulabilmesinin ve kadınların kurtuluşunun ancak büyük bir toplumsal dönüşüle gerçekleşeceğini bilen feministler olarak 8 Mart’ı erkek egemenliğine karşı, dayanışma ve mücadele günümüz olarak kutluyoruz.
Bugün emeğine el konulan evde köle, işte düşük ücrete mahkum edilen, fabrikada, genelevde, evde, nerede olursa olsun sömürülen, baba, koca, erkek dayağına katlanmak zorunda kalan, uluslararası çetelerce fuhuş sktörüne satılan; sokakta, işyerinde, savaşta, gözaltında, tacize ve tecavüze uğrayan kadınlar olarak gücümüzü dayanışmamızdan alıyoruz. Bizler 8 Mart’ı, 1800’lü yıllardan işçi kadınların çalışma saatlerinin azaltılması ve daha iyi çalışma koşulları için ölümüne verdikleri mücadeleden devraldığımızı hiçbir zaman unutmuyoruz. Geçen sene 8 Mart’ta birlikte yürüdüğümüz Novamed grevcisi kadınlarla yıl boyunca yan yanaydık. Aylarca grev çadırında sabahlayarak haklarını elde etmiş olan Novamed’li kadınlarla bu 8 Mart’ta yine birlikteyiz.
Bizler 8 Mart’ı ezilenlerin her türlü isyanını şiddet ile çözmeye çalışan sisteme karşı mücadele günü olarak görüyoruz. Hem sınır ötesinde hem sınır içinde Kürt halkına yönelen tüm silahları kendimize de yöneltilmiş olarak görüyoruz. Ölmenin ve öldürmenin yüceltildiği günlerd ebiz kadınlara yüklenen, vatan için ölecek evlatlar yetiştirme görevini reddediyoruz.
Bizler 8 Mart’ın kadınlara gül verilen bir güne dönüştürülmesine gülüp geçmiyoruz. Bu mücadele gününü siyasal rejimin çekişme günü haline getirilmesine ve 8 Mart’ı “vatan elden gidiyor” nidalarıyla kadın, erkek bir muhtıra gününe çevirmek isteyenlere gülüp geçmiyoruz. Kadınların tesettür altında yaşamasını savunanların fikirlerine gülüp geçmiyoruz. Ne olursa olsun erkeklerden esirgenmeyen yüksek öğrenim hakkının tesettürle okula gitmek isteyen kadınlardan esirgenmesini reddediyoruz. Ama saçlarımızı havada özgürce savurmamayı bize özgürlük olarak dayatanlara da gülüp geçmiyoruz.
Biz bu 8 Mart’ı emeğimizi iki kat sömüren patronlara, evdeki emeğimize el koyan erkeklere, hazırladıkları sosyal güven(siz)lik yasası ile erkeklerle, patronlarla açıktan işbirliğini ilan eden hükümete HAYIR diyerek kutluyoruz. Biz kadınları aileye, kocaya, babaya bağımlı kılan hükümete HAYIR diyerek kutluyoruz. Biz kadınları aileye, kocaya, babaya bağımlı kılan sosyal güven(siz)lik yasasına esastan itiramızı haykırıyoruz.
Bu sene yüzlerce erkek 2008’e Taksim’de kameraların önünde kadınlara sarkıntılık yaparak girdi. Bizler bunun bir avuç magandanın iğrençliği değil, kadın bedeni üzerinde kendine hak gören erkek egemenliğinin ta kendisi olduğunu ve erkeklerin taciz ve saldırılarına göz yuman polislerin, yasaları uygulamayan ve şikayet bekleyen yargının da erkekler kadar suçlu olduğunu ilan ettik. Mor iğnelerimizi bilerek 8 Mart’a hazırlandık.
Bizler, bu 8 Mart’ta kadın cinayetlerinde erkekleri ödüllendiren haksız tahrik indirimlerine karşı kadından yana politik taraf olduğumuzu haykırıyoruz.
Erkeklerin adil olmayan düzenine karşı feminist adaletin sözcüsü olmaktan vazgeçmeyeceğimizi ve kurtuluşumuzun kendi ellerimizde olduğunu söyleyerek 8 Mart’ta yine sokaklarda olacağız.
Biz kadınlar erkek egemenliğine boyun eğmeyeceğiz.
Kurtuluşumuz için birlikte daha güçlü!
Pazartesi dergisi özel sayısı / feministler@gmail.com
Basın Açıklamaları
8 Mart'ta
Sokaklarda!
Bu yıl 8 Mart’la ilgili hazırlıklarımızı yaparken, önce Ayşe Yılbaş’ın, tıp fakültesinde stajını yaptığı hastanede, İstanbul’un göbeğinde, boşanmaya çalıştığı kocası tarafından öldürüldüğünü öğrendik. İki gün önce ise Batman’da 17 yaşındaki Nagihan İlhan berdel usulü ile evliliği reddettiği için 10 bıçak darbesiyle öldürüldü… Dört yıl önce yine bir şubat günü çocuğunu tek başına büyüteceği bir geleceğin hayalini kuran Güldünya’yı öldüren silahlarla bunlar aynı. Bu silahların hepsini aynı eller tutuyor. En yakınımızdaki erkekler erkek egemenliğinden aldıkları güçle biz kadınları öldürüyor.
Biz feministler, kadına yönelik erkek şiddetinin son bulmasının ve kadınların kurtuluşunun ancak büyük bir toplumsal dönüşümle gerçekleşeceğini biliyor, 8 Mart’ı erkek egemenliğine karşı, dayanışma ve mücadele günümüz olarak kutluyoruz.
8'ê Adarê
li kolanan!
Dema ku me amadekarîya 8’ê Adara îsalê dikir, pêşî em pêhesîyan ku Ayşe Yilbaş li nexweşxaneya ku staja xwe ya xwendina bijîjkî lê dikir, li navenda Stenbolê ji alîyê hevjînê xwe ve, ku dikir ku wî berde, hatîye kuştin. Du roj berê jî, li Êlihê Nagihan Îlhan a 17 salî ji ber ku bi berdelê bizewice, bi 10 derbên kêrê hat qetilkirin. Bi heman çekan ku 4 sal berê di rojeke sibatê de Guldunya kuşt; Guldunyaya ku xeyala paşerojekê dikir ku zarokê xwe bi tena serê xwe mezin bike. Zilamên herî nêzî me, bi hêza ku ji desthilatdariya mêrsalarîyê distînin me jinan dikujin.
Em femînîst, dizanin ku dawî li şîdeta mêran a li ser jinan û herwiha azadîya jinan wê tenê bi veguhertineke civakî ya mezin pêk were û em 8’ê Adarê weke roja hevgirtin û têkoşîna li dijî desthilatdarîya mêran pîroz dikin.