2014 Yılı 5 Mart Basın Bülteni ekinde İFK Açıklaması
Bedenimiz, hayatımız, kararımız bizim! Aileniz sizin olsun!
Biz kadınlar, Feminist Gece Yürüyüşü’müzün 12’nci yılında yine Taksim’deyiz! Her sene burada daha da çok kadın olarak patriarkaya, heteroseksizme, erkek şiddetine karşı isyanımızı haykırıyoruz.
Biz kadınlar her 8 Mart’ta olduğu gibi bugün de tekrarlıyoruz! Evde, işte, sokakta ve hayatın her alanında cinsiyetçi işbölümü ve uygulamalarını reddediyoruz! İster tam zamanlı evde, ister ev dışında çalışalım, karşılığı ödenmemiş emeğimiz için bütün ev işlerini ve bakım yükünü üstümüze yıkan erkeklerden alacaklı olduğumuzu her fırsatta dile getirmekten vazgeçmeyeceğiz.
Geçen 8 Mart’tan bu yana erkekler tarafından şiddete uğrayan, öldürülen kadınların hikayelerine dair haberlerin ardı arkası kesilmedi. Biz, bu hikayelerin ardında yüzyıllardır süregelen erkek egemen sistemin yattığını biliyoruz! Ancak 11 yıldır iktidarda olan AKP hükümeti de muhafazakar politikalarıyla erkek şiddetini besleyen adımlar atıyor. Başbakan’ın “Ben kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum.” sözleri AKP’nin kadına bakış açısının ta kendisi. AKP kadının “fıtratı” gereği zayıf ve muhtaç olduğunu düşündüğünü söylemleriyle gösteriyor. Bu bakış açısının ürettiği çözümler şiddeti önlemekten uzak olurken kadını aile içine hapsediyor ve kadını “vefakar” eş ve anne olmayı dayatıyor! Bizi esnek, güvencesiz ve ucuz emeğin kaynağı olarak gören AKP, kadınların istihdamını arttırıyorum yaldızıyla bizi bir yandan esnek çalışmaya ve bir yanda da çok çocuk doğurmaya zorluyor. AKP’nin bize vaat ettiği bir tek gelecek var: Evlilik.
Başbakan Erdoğan’ın kadın düşmanı politikalarından biri de kürtaj hakkımıza saldırıdır. “Her kürtaj Uludere’dir.” sözleriyle düğmeye basan Başbakan’ın ve AKP hükümetinin kürtajı yasaklayan yasa çıkarmasına karşı mücadele ederek kürtaj hakkımızın yasaklanmasına engel olduk. Fakat AKP yasal olarak yapamadığını uygulamada yapıyor. Devlet hastaneleri 10 haftalık yasal süre içinde olsa dahi isteğe bağlı kürtajda hastane kapılarından bizi geri döndürüyor. En son İzmir’de kürtaj butonunun kaldırılması ile kürtaja ulaşımın engellendiğini gördük. Kürtajın yasaklanması bizi merdiven altı, sağlıksız kürtaj yöntemlerine itiyor, yaşamlarımız tehlikeye giriyor.
Bize evlenmekten başka bir gelecek sunmayan, cinselliği sadece heteroseksüel aile içinde meşru gören AKP, erken yaşta evliliklere de gerekçe sağlıyor ayrıca çocuk istismarını teşvik ediyor!AKP’nin heteroseksüel tek eşliliği bütün topluma dayatması trans cinayetlerine, lezbiyen ve biseksüellerin üzerindeki baskıların artmasına neden oluyor. LGBT bireylerin namus adı altında nefret suçlarına maruz kalmasına seyirci kalan AKP nefret suçlarıyla ilgili yasal düzenleme yaparken LGBT bireyleri koruma kapsamı dışında bırakarak bu cinayetlere ortak olmayı sürdüreceğini bir kez daha ilan ediyor!
6284 sayılı “kadınları şiddetten korumak” için yasa çıkalı iki yıl olmasına rağmen yasada belirtilen haklardan kadınlar yararlanamıyor. Yasada olmasına rağmen geçici maddi yardımları alamıyor. Çocukların okula gizli kayıt yaptırma hakkı gerektiği gibi işlemiyor. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nde (ŞÖNİM) ihtiyaçlarımıza yönelik destek verilmiyor. Sığınaktan çıkarılıp, öldürülüyoruz. “Kendisi isteğiyle çıktı.” deniliyor. Bunu kabul etmiyoruz! Yargılama süreçleri erkek egemenliği üzerinden yürüyor! Cinayette tahrik, tecavüzde rıza arayan erkek adalete karşı gerçek adalet diyoruz! Artık erkek şiddetine dur deme cesaretimiz var. Artık kocamızdan, babamızdan, erkek kardeşimizden, sevgilimizden gördüğümüz şiddetin kader olmadığını biliyoruz! Artık ev işlerininin, bakım hizmetlerinin kadınlık görevi olmasına itiraz ediyoruz! Ölümü bile göze alarak bu şiddete karşı çıkıyor, erkeklere itaat etmeyi reddediyoruz!
Bu sene sokaktaki mücadelemizi Gezi mücadelesine kattık. Polis şiddetine karşı direndik. AKP’nin kadın düşmanı politikalarının yarattığı öfke bizi sokaklara döktü. Patriyarkanın savaş aracı olarak yönelttiği cinsel taciz ve tecavüz gözaltılar sırasında karşımıza çıktı. Polisin bu erkek silahını özellikle politik kadınlara sistematik olarak yönelttiğini, kadın mücadelesini bu yolla susturmaya çalıştığını çok iyi biliyoruz. En son Gezi direnişinde de görüldüğü gibi, biz kadınlar bu baskı ve şiddet karşısında yılmak yerine mücadelemizi daha da büyütüyoruz. Türkiye’nin son bir yılında çok şeye tanık olduk. AKP hükümetinin baskısı, şiddeti, kadın düşmanı politikaları dışında yolsuzlukları da su yüzüne çıktı. Başta Başbakan olmak üzere AKP hükümetinin politikasının özeti, AKP’ye yolsuzluk, kadınlara yoksulluk ve şiddettir. Önümüzde yerel seçimler var. Bizim cinsiyetçi adaylara/ cinsiyetçi politikaları sorgulamayan partilere verilecek bir tek oyumuz bile yok! Oyumuz kadınlardan yana bir yerel yönetim için! Oyumuz yaşadığımız mekanı, kenti değiştirmek için!
30 yıldır konuşan silahlar son bir yıldır sustu. Kürt sorununun çözümü umudunu taşıdık hep birlikte. Ancak bu çözüm süreci ne iyi gidiyor ne de şeffaf! Biz bu sürecin hızlanmasını, yasallaşmasını ve kadınların taraf olarak katılmasını istiyoruz! Acil çözümün ve başta ana dilde eğitim olmak üzere çözüm haklarının birçoğunun feministlerin de talebi olduğunu tekrarlıyoruz. Feminist Gece Yürüyüşü’müzün 12. yılında 12 yıldır yürüdüğümüz sokaktayız. Sokaklarımızı, meydanlarımızı, alanlarımızı bizden almak isteyenlere inat! Patriyarkaya, heteroseksizme, kapitalizme, militarizme karşı mücadele etmeye, feminist mücadeleyi örmeye devam edeceğiz.
İSTANBUL FEMİNİST KOLEKTİF