2003’ten beri biz feministler 8 Mart’ta Feminist Gece Yürüyüşü’nde buluşuyoruz. Bu sene 16.’sını yapacağımız Feminist Gece Yürüyüşü yüze yakın kadınla başladı, son senelerde on binlere ulaştı, kolektif isyanımızın bir ifadesi haline geldi.
Feminist Gece Yürüyüşü artık her sene yaptığımız neredeyse tek feminist eylem olması açısından da bizler için ayrı bir önem taşıyor. Bizim örgütlü-örgütsüz, grup olarak gelen ve tek tek gelen kadınlar olarak kendimizi ait hissedebildiğimiz ve feminist sözümüzü ikinci planda tutmaksızın doğrudan kurabildiğimiz bir alan ve bunu böyle tutabilmeyi çok önemsiyoruz.
Feminist Gece Yürüyüşü haricindeki zeminlerde çoğunlukla platform tipi ve bileşen siyaseti yapıyoruz, dolayısıyla çeşitli temsiliyetler ve bu temsiliyetlerin adına konuştuğu çeşitli gruplar oluyor. Feminist Gece Yürüyüşü’nün farkı ise başlangıcından itibaren ilkesel olarak hepimizin kendi adımıza konuştuğumuz, bağımsız feminist örgütler de dahil olmak üzere hiçbir temsiliyetin tek başına çıkagelen bir kadından daha fazla politik ağırlığının olmadığı bir alan olarak var oldu, bu şekilde ve bunun sayesinde büyüdü.
Kitlesel eylem yapmanın zorlaştığı son senelerde genel olarak kadın hareketi ve özellikle de gittikçe kalabalıklaşan Feminist Gece Yürüyüşü farklı bir alan açabildi. Bu alanın açılabilmesinin en önemli sebebi herhangi bir örgüt temsiliyeti olmaksızın feminist sözümüzü kurabilmemiz, kurum kurum ayrışmadan kadınlar olarak birlikte durabilmemiz. Yani, Feminist Gece Yürüyüşü’nü bu denli büyüten oraya gelenlerin, her bir arkadaş grubunun, tek başına gelen her bir kadının orasının kendi alanı olduğunu bilmesi, hiçbir örgütte olmasa da orada yeri olduğundan emin olması, hangi korteje dâhil olacağım diye düşünmeden içine rahatça girebilmesi, kalabalığa karışabilmesi.
Bu şekilde politik aidiyetlerimiz üzerinden ayrı ayrı sözümüzü kurduğumuz, ayrı ayrı bayraklarımızı pankartlarımızı taşıdığımız 8 Mart Gündüz Mitingi’nin de zaten var olduğunu, iyi ki var olduğunu hatırlatmak isteriz.
Bu sene 16. Feminist Gece Yürüyüşü’nde yine ortak pankartımız arkasında, imzasız dövizlerimiz ile buluşacağız. Elbette herkes evinde, okulunda, iş yerinde yazdığı dövizleri getirecek, kendi isyanını nasıl ifade ediyorsa edecek, orayı rengârenk kılacak, kendi arkadaşlarıyla daha yakın yürüyecek. Ama politik örgütlenmelerin kendilerini çok görünür bir şekilde – özellikle kortejin en önünde – ayırt ettiği, gruplaşmış bir görüntü yaratıldığı, en öndeki pankartın neredeyse önüne geçen bir şekilde farklı bir politik söze/belirli bir örgütlenmeye görünürlük sağlandığı, feminist sözlerin önüne geçen, yürüyüşe katılan kadınlara içine giremeyecekleri, kendilerine ait olmayan bir hâl varmış hissinin verildiği (ki bunun daha önce olduğunu biliyoruz) bir durum ile karşı karşıya kalmamayı ümit ediyoruz. Bunun için tüm örgütlü kadınlara, bu sene Feminist Gece Yürüyüşü’nü örgütlemek için biraraya gelmiş kadınlar olarak sesleniyoruz: Feminist Gece Yürüyüşü’nü – örgütlü katılımcıları da elbette olan ama – bağımsız feminist bir alan olarak var ettik, var ediyoruz, var etmeye devam edeceğimizi umuyoruz. Bizlerle bu ilkeleri devam ettirmek konusunda dayanışma göstereceğinizi umuyoruz.